8. Hukuk Dairesi 2015/2501 E. , 2017/5340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve katılma yolu ile davalılar vekili taraflarından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, davaya konu 720 parselin, kök muris..... adına kayıtlı iken, ölümü ile kızı Melahat Tahtacı ve oğlu ..."a isabet ettiğini, ..."ın da ölümü ile davalıların mirasçı olarak kaldığını, muris ..."ın dava konusu taşınmazı 10.03.1973 tarihli senet ile davacıların murisi ..."a sattığını, vekil edeninin, ..."ın ½ hissesini 40 yıldan fazla süreden beri aralıksız ve çekişmesiz, malik sıfatı ile kullandığını, bu süre zarfında kazandırıcı zamanaşımı şartlarının gerçekleştiğini açıklayarak, 720 parselde kayıtlı taşınmazdaki davalılar hisselerinin iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacıların zilyetlik iddialarının doğru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacıların talebi, davalılar adına kayıtlı payların iptali ile adlarına tesciline ilişkindir. Davacılar vekili her ne kadar aşamalarda vermiş olduğu dilekçelerinde, vekil edenlerinin murisinin, davacıların murisinden payını satın aldığını, o tarihten beri malik sıfatı ile zilyet olduğunu, bu sürede kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğunu beyan ederek olayları açıklamış ise de; talebini T.M...."nun 713. maddesinin hangi fıkrasına, 713. maddenin 1. fıkrasına mı, 2. fıkrasına mı dayandırdığı, 713/2. fıkrası ise bu fıkradaki, “ölüm”, “gaiplik” ve “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” sebeplerinden hangisine dayandırdığı konusunda açıklık bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak; 4721 sayılı TMK"nun gerek 713/1 fıkrasındaki, gerekse de 713/2. maddesindeki az yukarıda sayılan sebepler birbirinden ayrı ispat koşulları olan dava nedenleridir. Davacı taraf bu sebeplerden bir ya da bir kaçına dayanarak iptal ve tescil davası açtığı taktirde; hakimin davacı tarafa süre ve imkan vererek, yazılı olan bu sebeplerden hangisine dayandığının açıklattırılması (HMK m.31) ve yargılamaya özgülenen hukuki sebebe dayalı olarak devam edilerek tarafların buna göre delillerinin toplanıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilke ve kurallar dikkate alınarak davacı vekiline süre verilerek, HMK. 31. maddedeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" uyarınca, TMK"nın 713. maddesindeki hangi hukuksal sebebe dayalı olarak dava açtığının açıklattırılması; bundan sonra davacı tarafa dayandığı hukuki sebeple ilgili olarak delillerini bildirmesi için süre ve imkan tanınması, aynı imkanın karşı tarafa da verilmesi, bu ilkeler doğrultusunda tüm deliller toplanıp, gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Tüm bu hususlar göz ardı edilerek yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
10.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.