(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/11234 E. , 2012/10729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04/06/2012 gün ve 2012/6686 - 8413 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetiminin çekişmeli ... köyü 154 ada 7 parselin 1972 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmekle; dairenin 04.06.2012 gün 6686 - 8413 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Mahkemenin hükmüne esas aldığı orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında kaldığı ancak eylemli orman olduğunun açıklanması üzerine, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, daire bozma kararında ise özetle, kesinleşen orman sınırı dışında kalan yerler hakkında Orman Yönetiminin dava hakkının bulunmadığı, ancak Hazinenin dava açabileceği, bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden sözedilmiştir.
Bu kez Orman Yönetimi, taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı iddiasıyla kararın düzeltilmesini istemiştir.
Gerçekten de gerek hükme esas alınan rapor ekindeki krokide, gerekse yönetimin dilekçesine ekli krokide, taşınmazın güneyinin orman kadastro sınırı içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli
Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairenin 04.06.2012 gün ve 2012/6686-8413 sayılı BOZMA kararının gerekçesinin kaldırılarak, 10.06.2011 gün ve 2010/256-2011/231 sayılı mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25.09.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.