Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/16500 Esas 2013/29241 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16500
Karar No: 2013/29241

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/16500 Esas 2013/29241 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalıya ödünç para verdiğini ancak bakiye alacağını ödemediğinden hakkında icra takibi yaptığını, takibin davalının itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etti. Mahkeme, davanın kabulüne ve asıl alacağın %20'si olan 2.471,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Ancak borçlunun alacağın gerçek miktarını bilemediği için likit ve muayyen nitelikte olmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği ve mahkeme kararının bu yönde düzeltilerek onanması gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri: İİK'nın 67. maddesi.
13. Hukuk Dairesi         2013/16500 E.  ,  2013/29241 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı, davalıya muhtelif zamanlarda ödünç para verdiğini, davalının bu paranın bir kısmını ödediğini ancak bakiye alacağını ödemediğinden hakkında icra tabi yaptığını, takibin davalının itirazı ile durduğunu bildirerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne, asıl alacağın %20"si olan 2.471,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması
    gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunmaması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü mümkün değildir. Öyle olunca borçlu davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
    Ne var ki yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7.maddesi gereğince mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının hüküm bölümünün 1 nolu fıkrasının ikinci bendinde geçen “Asıl alacak miktarının % 20 olan 2.471,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıyı verilmesine"söz ve rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine " söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş