13. Hukuk Dairesi 2013/17422 E. , 2013/29254 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, borçlusu davalı olan 13.2.2009 tanzim ve 13.1.2010 vade tarihli senedi kefil olarak imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine kendisi ve davalı hakkında başlatılan takip nedeniyle, borca mahsuben maaşından toplam 31.503,82 TL kesinti yapıldığını, yapmış olduğu ödemelerin rücuen tahsili için davalı hakkında başlattığı takibe ise haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, “davacının kefil olarak ödediği borcun,......’ne olan elektrik borcu olup, aboneliğin dava dışı ....... Şirketine ait olduğu, elektrik tüketiminin de dava dışı bu şirket tarafından yapıldığı, şirketin borcundan dolayı şirket ortağı olan davalı hakkında takip yapılamayacağı” belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar hakkında başlatılan takip üzerine borcu kefaleten ödeyen davacının, ödemiş olduğu miktarın davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının kefil olarak ödeme yaptığı takip, kambiyo senetlerine özgü takip olup, takip konusu bonoda borçlunun davalı ve dava dışı ...
Limited Şirketi olduğu görülmektedir. Her ne kadar tüm dosya kapsamından, söz konusu borcun dava dışı şirketin elektik tüketiminden kaynaklandığı sabit ise de davalının, ortağı olduğu şirketin elektrik tüketiminden kaynaklanan borcunu şirketle birlikte şahsen üstlendiği ve bu borç nedeniyle alacaklı olan... Elektrik A.Ş. lehine borçlu sıfatıyla bono imzaladığı anlaşılmaktadır. Söz konusu takip davacı ve davalı hakkında yapıldığına, takip konusu borca ilişkin ödemelerin de davacı tarafından yapıldığı anlaşıldığına göre, davacının bu ödemeler nedeniyle davalıya rücuen başvurabileceğinin kabulü gereklidir. O halde mahkemece davacının, davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceği ödeme miktarı tespit edilerek, tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.