(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/16046 E. , 2012/1096 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının aleyhine haksız olarak takibe geçtiğini, takibin dayanağı olan bonoda bulunan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, takibin dayanağı olan bononun kira sözleşmesi gereğince verildiğini, davacının kendisine ait taşınmazı kiracı olarak kullandığını, bonoyu davalıya veren kişinin davacının babası olduğunu ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bonoda bulunan imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği ve davalının takip dayanağı bononun lehtarı olduğu, dolayısıyla kabul ettiği bonodaki imzanın kime ait olduğunu bilmesi gerektiği, bu durumda davalının ağır kusurunun bulunduğu kanaati ile davanın kabulüne, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/7939 esas nolu dosyası kapsamında davacının borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak miktarı olan 10.000 TL nin % 40"ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İ.İ.K."nun 72/5. maddesi uyarınca alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, alacaklı davalının ayrıca kötüniyetli olması da gerekir. Başka bir deyişle, davalı alacaklı icra takibi yapmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Dava konusu olayda, davacının kötüniyetli olduğu davacı tarafından ispat edilmediği gibi bu hususta dosyada herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı aleyhine kötüniyet tazminatı şartlarının oluştuğu kabul edilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3. paragrafında yer alan ""Asıl alacak miktarı olan 10.000 TL nin % 40"ı oranında tazminatın davalıdan tahsiline"" cümlesinin çıkartılmasına, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 151,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 25.1.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.