Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/23961 Esas 2012/27524 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2011/23961
Karar No: 2012/27524
Karar Tarihi: 19.12.2012

Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2011/23961 Esas 2012/27524 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişi hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından mahkumiyet vermiştir. Ancak, mahkeme sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması ve etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı halde TCK'nın 168/1 maddesiyle uygulama yapılması ve TCK'nın 37. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yardım eden kabulüyle aynı yasanın 39/2. maddesiyle uygulama yapılması nedeniyle kararı bozmuştur. Ayrıca, sanıklar hakkında TCK'nın 53. maddesi ile uygulama yapılırken, her suç için ayrı ayrı bu maddenin uygulanması ve kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmaları gerektiği düşünülmediği için karar bozulmuştur. Kanun maddesi olarak TCK'nın 58., 168/1, 37. ve 53. maddeleri belirtilmiştir.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2011/23961 E.  ,  2012/27524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    A-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
    Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK."nın 58. maddesinin uygulanmaması ve etkin pişmanlık koşulları oluşmadığı halde TCK"nın 168/1 maddesiyle uygulama yapılması ve de sanığın eyleme doğrudan doğruya katıldığı ve hakkında TCK"nın 37. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yardım eden kabulüyle aynı yasanın 39/2. maddesiyle uygulama yapılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi ile uygulama yapılırken, her bir suç nedeniyle verilen cezanın yasal sonucu olarak her suç için ayrı ayrı anılan maddenin uygulanması ve kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 53. maddenin uygulanmasına ilişkin bölümün

    çıkarılarak, yerine "" 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına"" cümlesinin her bir suçtan kurulan mahkumiyet hükmüne ayrı ayrı eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    1-Suç tarihinde sabıkasız olan sanıklar hakkında belirlenen cezaların iki yıldan az olması karşısında; hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 Sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 Sayılı Yasanın 7. maddesiyle eklenenen cümle de gözetilerek, hükmolunan cezaların tür ve süresine göre, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesi ile uygulama yapılırken, her bir suç nedeniyle verilen cezanın yasal sonucu olarak her suç için ayrı ayrı anılan maddenin uygulanması gerektiğinin ve kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK"nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    3-Suça konu sanıklar tarafından çalınan cep telefonunun, sanıkların yakalandığı yerde kollukça yapılan araştırma sonucu bulunarak müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında TCK"nın 168/1 maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığının gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanıkların ceza süreleri yönünden kazanılmış haklarının korunmasına, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş