Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7481 Esas 2022/3282 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7481
Karar No: 2022/3282
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7481 Esas 2022/3282 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir taşınmazın tapu kaydına 2/B şerhi verilmesine yönelikti. Davacı, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığını ve kendisinin zilyetliğinde olduğunu belirterek şerh verilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi davayı kısmen kabul etti ve sadece \"6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerdir.\" şeklinde bir şerh konulmasına karar verdi. Hazine vekili, istinaf başvurusunda bulundu ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinafı reddetti. Sonrasında Hazine vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etti. Yüksek Mahkeme, taşınmazın 2/B alanında veya orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığı sonucuna vardı ve hüküm fıkrasında yer almayan taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğuna ilişkin belirlemenin kesin hüküm olarak kabul edilemeyeceğini belirtti. Bu nedenle, taşınmaza 2/B şerhi konulması talebinin reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetti.
Kanunlar:
- 3116 sayılı Kanun
- 5653 sayılı Kanun
- 6831 sayılı
8. Hukuk Dairesi         2021/7481 E.  ,  2022/3282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Tapunun Beyanlarhanesine 2/B ve Kullanıcı Şerhi Verilmesi Talebi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 10. Asliye Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 28125 ada 107 parsel 3.082,70 m2 (eski 1461 parsel 3.150 m2) yüzölçümünde arsa vasfında “üzerinde bulunan elektriği suyu bir ev bir baraka ve terk edilmiş hızar atölyesi yıkıntısı, dağınık olarak dikilmiş söğüt, limon, ceviz, nar, kayısı, dut, selvi, zeytin, elma, incir, yenidünya, asma ağaçları ... ’e aittir” şerhiyle Hazine adına tapuda kayıtlıdır.
    Davacı ... vekili; çekişmeli taşınmazın, 1995 yılında ... ve diğerleri tarafından davacı devredildiğini, 1976 yılında orman sınırı dışına çıkarılmış olduğunu, bu hususa taşınmazın hükmen tesciline konu mahkeme kararında da değinildiğini ancak taşınmazda 2/B şerhi olmadığından davacının satın alamadığını beyanla, dava konusu taşınmazın Orman Yasa'sının 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunun ve 30.12.2011 tarihinden öncesinden beri davacının zilyetliğinde olduğunun tapu kaydına şerh verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ... davacının davasını kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmekle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 28/12/2018 tarihli ve 2018/601 Esas, 2018/856 Karar sayılı ilamı ile “... davanın malvarlığına ilişkin bulunduğundan dava değerinin belirlenmesi gerektiği...” belirtilmek suretiyle kaldırılarak ilk derece mahkemesine dava dosyası gönderilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu ... İli Kepez İlçesi ... Mahallesi 28125 ada 107 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına drman sınırları dışına çıkartılan yerdir." şerhinin yazılmasına, davacının taşınmazın beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesi talebinin reddine karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Bu kez davalı Hazine vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
    Tüm dosya kapsamı, aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki bilirkişi raporları ve tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, Vakıflar İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2. madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanun'un 1. maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun'un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2. madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2. madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.
    Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2. madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki talebin de reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/608 Esas, 2021/204 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş