15. Hukuk Dairesi 2010/6031 E. , 2012/730 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat... ile davalı vekili Avukat ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafından açılan davada 413.000,28 TL asıl alacak ile birlikte 441.061,63 TL üzerinden yapılan icra takibine itirazın iptâli talep edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak dava kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 24.4 maddesinde faturaların davalıya tesliminden itibaren 10 gün içinde bedellerinin ödenmemesi halinde alacağa faiz uygulanacağı kabul edilmiştir. Mahkemece bu hükme göre takibe konu faturalara faiz uygulanmış ise de 30.11.2007 ve 31.12.2007 tarihli faturaların tebliğ tarihleri belli olmadığı halde, bunların tebliğ tarihinin araştırılarak sözleşmeye göre 10 günden sonrasından itiraben faiz uygulanması, tebliğin kanıtlanamaması halinde bu faturalarla ilgili birikmiş faiz talebinin reddi gerekirken fatura tarihinden itibaren bir hafta sonrasının tebliğ tarihi olarak kabulü doğru olmamıştır. Diğer taraftan davanın dayanağı olan icra takibinin tarihi 07.05.2008 olup bilirkişilerce takip tarihinin 07.06.2008 olarak kabul edilmesi, sonuçta bir ay fazla faize hükmedilmesi de hatalıdır.
3-Davacının talebine konu alacak yargılama ile belirlenmiş olup bu haliyle likit kabul edilemez. Buna rağmen mahkemece davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi de doğru olmadığı gibi kabule göre de hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken asıl alacağa birikmiş faizin katılarak icra inkâr tazminatı oranının belirlenmesi de hatalıdır. Kararın açıklanan sebeplerle davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.