Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7420 Esas 2013/3006 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7420
Karar No: 2013/3006
Karar Tarihi: 08.05.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7420 Esas 2013/3006 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2012/7420 E.  ,  2013/3006 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece hüküm altına alınan asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesinde itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için takibinde haksız olması gerekir. Alacak likid değilse, varlığının ve miktarının belirlenmesi yargılama yapılmasını gerektiriyorsa borçlunun takibe itirazında haksızlığından sözedilemez. Somut olayda davacı şirketin varlığı çekişmesiz olan eser sözleşmesi uyarınca alacağa hak kazanıp kazanmadığı, kazandı ise ne miktar alacağa kazandığı bilirkişiden alınan raporla belirlenmiştir. İcra takibinde talep edilen alacak miktarı 39.349,64 TL iken, bilirkişi raporu ile bu miktar 34.349,64 TL"ye düşürülmüştür. Bu durumda alacağın likid olduğundan ve borçlunun takibe itirazında tamamen haksızlığından sözedilemez. Değinilen hususlar gözetilerek şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek alacağın likid kabul edilip alacaklı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya ihtiyaç göstermediğinden 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken mülga 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın hüküm kısmının 2 nolu bendindeki “Davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olması nedeniyle esas alacak miktarı olan 34.349,64 TL’nin %40’ı tutarında olan 13.739,85 TL icra inkâr tazminatının da davalı borçludan tahsiliyle davacı şirkete ödenmesine” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Şartları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 08.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş