

Esas No: 2019/3155
Karar No: 2020/10059
Karar Tarihi: 19.10.2020
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/3155 Esas 2020/10059 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü almıştır. Ancak sanığın dosyasında uzlaştırma işlemleri yapılmadan mahkumiyet kararı verilmiştir. Uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. ve 254. maddeleri ile 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi, uzlaştırma işlemlerinin düzenlenmesini ve yapılmasını düzenlemektedir. Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin 7/12, 29/3 ve 29/7. maddeleri, uzlaştırma işlemlerinin yapılmasına dair usul ve esasları belirlemektedir. Tebligat Kanunu'nun 10/1 ve 21/1-2. maddeleri ise tebligat işlemlerinin yapılmasına dair düzenlemeler içermektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62/1, 52/2, 53/1, 58/6 maddeleri gereği mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır."
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez."
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır."
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/3. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir."
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır."
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise, bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda, aynı yönetmeliğin 7/12. maddesi gereğince, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ işlemini yapması, çıkarılan tebligatın iade edilmesi halinde de, muhatabın varsa MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkaracağı, ilgili kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması durumunda ise, anılan Kanun"un 35. maddesine uygun olarak tebliğ işlemlerini gerçekleştirdikten sonra yine de ilgiliye ulaşılamaması halinde uzlaştırma işlemlerinin sonuçsuz kaldığından söz edilebileceği,
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından doğrudan katılanın bilinen adresine kargo marifeti ile davetname gönderildiği, katılana çıkarılan davetnamenin bila tebliğ iade edilmesi üzerine katılanın kayıtlı telefonundan ulaşılamadığı ve başkaca adres bilgisi olmadığından uzlaşma sağlanamadığı şeklinde rapor düzenlenmiş ise de; katılana gönderilen ve iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylı açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmadan düzenlenen rapor esas alınarak taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
