Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/2634 Esas 2020/10060 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2634
Karar No: 2020/10060
Karar Tarihi: 19.10.2020

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/2634 Esas 2020/10060 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişinin güvenini kötüye kullanarak suç işlediği gerekçesiyle mahkum edildiği bir dava ile ilgili olarak verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine incelemelerde bulundu. Hükmün, temyiz süresi konusunda yanıltıcı bir şekilde 15 gün olarak belirlenerek sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edildiği ancak uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığı ve yazılı şekilde hüküm kurulduğu tespit edildi. Bu nedenle hüküm bozuldu. Kanun maddeleri ise şöyle: TCK'nin 155/1, 62/1, 52/2-4, 53/1-3, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. maddeleri, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği'nin 7/12. maddesi, 29/7. maddesi, 29/6. maddesi, ve 29/3. maddesi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1 ve 21/1-2. maddeleri.
15. Ceza Dairesi         2019/2634 E.  ,  2020/10060 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62/1, 52/2-4, 53/1-3 maddeleri gereği mahkumiyet

    Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Dairemizin bozma ilâmı üzerine yapılan yargılamada sanığın yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin CMUK’un 310. maddesi uyarınca 1 hafta olduğu gözetilmeksizin hatalı şekilde 15 gün olarak belirtilmek suretiyle yasa yoluna başvuru süresi konusunda yanıltma yapıldığı dikkate alınarak sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK."nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
    Uzlaştırma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır."
    Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.";
    Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez."
    Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır."
    Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/3. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir."
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır."
    Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
    Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise, bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda, aynı yönetmeliğin 7/12. maddesi gereğince, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ işlemini yapması, çıkarılan tebligatın iade edilmesi halinde de, muhatabın varsa MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkaracağı, ilgili kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması durumunda ise, anılan Kanun"un 35. maddesine uygun olarak tebliğ işlemlerini gerçekleştirdikten sonra yine de ilgiliye ulaşılamaması halinde uzlaştırma işlemlerinin sonuçsuz kaldığından söz edilebileceği,
    Somut olayda; uzlaştırma raporu ve eklerinin incelenmesinde uzlaştırmacı tarafından doğrudan PTT marifetiyle müştekinin bilinen adresine uzlaşma davetnamesi gönderildiği, müştekiye çıkarılan davetnamenin iade gelmesi üzerine uzlaşmanın sonuçlandırılarak uzlaşmanın sağlanamadığına dair rapor düzenlenmiş ise de; müştekiye gönderilen ve iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği cihetle, usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmadan düzenlenen rapor esas alınarak taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş