Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1608 Esas 2020/10063 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1608
Karar No: 2020/10063
Karar Tarihi: 19.10.2020

Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1608 Esas 2020/10063 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, katılanın işyerinde bulunan kredi kartları ile şifrelerini öğrendikten sonra toplamda 14.700 TL nakit para çekerek ve 30.000 TL de kendi hesabına havale ederek dolandırıcılık suçu işlemiştir. Ancak, sanık daha önce aynı suçtan dolayı mahkum olduğu için bu suç nedeniyle yeni bir hüküm kurmayı gerektiren bir eylemde bulunmamıştır. Bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın reddine, nitelikli hırsızlık suçundan ise zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8 maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle davanın “düşmesine” hükmedilmesi gerektiği ancak “düşürülmesine” denilerek hüküm kurulduğu için karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: TCK'nın 66/1-e, 67/4, 142/1-b ve CMK'nın 223/7, 223/8.
15. Ceza Dairesi         2020/1608 E.  ,  2020/10063 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık
    HÜKÜM : 1-Nitelikli hırsızlık suçundan TCK"nın 66/1-e, 67/4 maddeleri gereği zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine,
    2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan CMK"nın 223/7 maddesi gereği davanın reddine


    Nitelikli hırsızlık suçundan kamu davasının düşürülmesine ve nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davasının reddine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Avukat olan katılanın iş yerinde çalışan sanığın, işyerinin çekmecesinde bulunan katılanın Ziraat Bankası, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası"na ait kredi kartları ile Ziraat Bankası maaş kartını ele geçirip şifrelerini öğrendikten sonra farklı tarihlerde olmak üzere Ziraat Bankası kredi kartından toplam 3.700 TL, Garanti Bankası kredi kartından toplam 1.300 TL, Yapı Kredi Bankası kredi kartından toplam 7.100 TL, Ziraat Bankası maaş hesabından ise 2.600 TL nakit para çektiği, sonraki tarihlerde ise Garanti Bankası kredi kartını kullanarak 30.000 TL kendi hesabına havale edip, 70.000 TL tutarında parayı bankamatikten nakit olarak çekmek suretiyle üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
    1-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan davanın reddine dair hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık hakkında daha önce aynı konuda, aynı suçtan dolayı Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 04/12/2009 tarih, 2008/331 Esas, 2009/353 Karar sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü verildiği ve hükmün Dairemizin 19/03/2014 tarih, 2012/11560 Esas, 2014/5072 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleştiği, bu nedenle sanık hakkında üzerine atılı suç nedeniyle önceden açılmış bir dava ve verilmiş bir hüküm bulunduğundan yeni bir hüküm kurmayı gerektiren bir eylemin olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin davanın reddine ilişkin hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kamu davasının düşürülmesi hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanığa atılı nitelikli hırsızlık suçunun TCK"nın 142/1-b maddesi kapsamında kanunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin, TCK’nın 67/2-a maddesine göre zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın 29/01/2009 tarihli sorgusundan hüküm tarihine kadar dolduğu anlaşıldığından, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
    TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8 maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle davanın “düşmesine’’ hükmedilmesi gerekirken “düşürülmesine’’ denilmek suretiyle hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “düşürülmesine” ibaresinin çıkarılıp yerine “düşmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara

    Whatsapp ile görüş