15. Ceza Dairesi 2017/22268 E. , 2020/10285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ayrı ayrı beraat
Sanık ... hakkında 158/1-e-son, 62, 52 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve vekalet ücreti ile sınırlı olarak sanıklar müdafiileri, sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların sertifikalı tohum kullanım destekleme ödemesinden yararlanmak için başvuruda bulundukları ancak sanıkların arazilerinde beyan ettikleri sertifikalı tohum çeşidini kullanmadıkları, müracaat dosyalarında güzlük ekilişi beyanında bulunmalarına karşın, arazilerde yazlık üretim yaptıkları ve üretimde sertifikalı tohum kullanmadıkları bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda,
1) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Katılan vekilinin yokluğunda verilen hükümlerin 19/03/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılan vekilinin bir haftalık yasal süresi geçtikten sonra 17/04/2014 tarihli temyiz inceleme başvurusunun 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanıkların kendilerini aynı vekil ile aynı davada temsil ettirmeleri nedeniyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16/10/1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında, sanıklar lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşılması karşısında, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiilerinin her bir sanık için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanığın tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmediğine ilişkin savunması, sanığın İlçe Tarım Müdürlüğü"ne doğrudan gelir desteği için müracaatına konu ettiği arazilerde fiilen ekim yaptığı, sanığın ektiği tohumun sertifikalı olup olmadığını anlayamayacağı hususu dikkate alındığında, sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.