

Esas No: 2020/1407
Karar No: 2020/10664
Karar Tarihi: 26.10.2020
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1407 Esas 2020/10664 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/11/2013 tarihli ve 2012/89267 soruşturma, 2013/71471 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii kapatılan Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarihli ve 2014/404 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/02/2020 gün ve 94660652-105-06-562-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2020 gün ve 2020-26876 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Kapatılan Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin anılan kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 10/11/2014 tarihli ve 2014/14038 esas, 2014/18347 karar sayılı ilâmı ile kanun yararına bozulmasını müteakip, dosyanın itirazın değerlendirilmesi için gönderildiği mercii Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliğince kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Yargıtay 15. Ceza Dairesinin anılan kanun yararına bozma ilâmına itiraz edilmesi üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/06/2019 tarihli ve 2015/15-464 esas, 2019/510 karar ile aynı tarihli ve 2019/15-9 esas, 2019/511 sayılı kararı ile anılan şüpheliler yönünden kanun yararına bozma kararının kaldırıldığının anlaşılması karşısında; bozma kararına dayalı olarak Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 17/03/2015 tarihli ve 2015/178 değişik sayılı kararının hukukî değerden yoksun olduğu gözetilerek,
1-Şüpheli ... yönünden yapılan incelemede;
Şüphelinin, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile ... arasında yapılan protokol gereğince açılacak hukuk fakültesi ile ilgili olarak birtakım resmî kurumlarla yazışmalar yapmak suretiyle dekanlık görevini yaptığı sırada ve görevi dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı olan şüpheli ... hakkında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanun"un 53. maddesinin (c) fıkrasının (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri hükümleri uyarınca, ilk soruşturmanın Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılması, son soruşturmanın açılıp açılmamasına rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurulca karar verilmesi, lüzum-u muhakeme kararına yapılacak itirazın Danıştay 2. Dairesince incelenerek karara bağlanması ve lüzum-u muhakeme kararının kesinleşmesi hâlinde yargılamanın suçun işlendiği yer adliye mahkemesinde yapılması gerektiği ve yine atılı suçun aynı Kanun"un 53. maddesinin (c) fıkrasının (7) numaralı alt bendinde sayılan ve soruşturmayı doğrudan Cumhuriyet savcısının yapacağı belirtilen suçlar arasında sayılmadığı gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2-Şüpheliler ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede;
Şüpheli ..."ın, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile ... arasında yapılan protokol gereğince açılacak hukuk fakültesi ile ilgili koordinatör sıfatıyla görev almak, diğer şüphelilerin ise öğretim elemanı olarak derslere girmek suretiyle üniversite öğretim elemanı görevini yaptıkları sırada ve görevleri dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlileri olan şüpheliler hakkında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanun"un 53. maddesinin (c) fıkrasının (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri hükümleri uyarınca, ilk soruşturmanın Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılması, son soruşturmanın açılıp açılmamasına üniversite yönetim kurulu üyeleri arasında oluşturulacak üç kişilik kurulca karar verilmesi, lüzum-u muhakeme kararına yapılacak itirazın Danıştay 2. Dairesince incelenerek karara bağlanması ve lüzum-u muhakeme kararının kesinleşmesi hâlinde yargılamanın suçun işlendiği yer adliye mahkemesinde yapılması gerektiği ve yine atılı suçun aynı Kanun"un 53. maddesinin (c) fıkrasının (7) numaralı alt bendinde sayılan ve soruşturmayı doğrudan Cumhuriyet savcısının yapacağı belirtilen suçlar arasında sayılmadığı gözetilerek itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki (1) ve (2) nolu düşünceler yerinde görüldüğünden, merci Sincan 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarihli ve 2014/404 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
