15. Ceza Dairesi 2018/1982 E. , 2020/10776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat (her iki sanık her iki suç)
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ..."nin .... isimli pastanenin sahibi ve işletmecisi olduğu, katılan şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, sanıkların katılan şirkete ticari ilişkileri nedeniyle suça konu 30.01.2009 vade 2.078TL meblağ, 16.02.2009 vade 2.078TL meblağ, 28.02.2009 vade 2.078TL meblağlı üç bono ile 25.02.2009 tarihli 2.174TL meblağlı, 10.03.2009 tarihli 3500TL meblağlı, 15.03.2009 tarih 1830TL meblağlı 3 adet çeki verdikleri, işletmenin imza yetkilisinin .... olmasına ve çek hesabının sanık ..."ye ait olmasın rağmen davaya konu bono ve çeklerin sanık ..."nin kardeşi olan ve pastaneyi birlikte işlettiği sanık ... tarafından imzalanarak verildiği, bono ve çeklerin ödenmemesi üzerine katılan tarafından sanık ... hakkında icra takiplerine girişildiği, bunun üzerine sanık ..."nin imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz etmek suretiyle borcun tahsilini imkansız hale getirdiği, sanıkların en başından ödemeden kaçmak amacı ile birlikte hareket ederek atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
İşyerinin sahibi ve yetkilisinin sanık ... olmasına rağmen kardeşi olan sanık ...’in de işlerle yakından ilgilendiği, imza yetkisi olmamasına rağmen sanık ...’nin bilgi ve rızası dahilinde çek ve senet verdiği, bu durumun katılan tarafından da doğrulandığıdavay konu bono ve çeklerdeki imzaların da sanık ... tarafından atıldığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu ve ancak sanık ... tarafından bu durumun bilindiği ve rıza verildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19/04/2005 tarih, 6-221/38 sayılı kararının da bu yönde olduğu, sanık ...’nin suça konu çekleri imzalamadığı için üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun maddi unsurunun gerçekleşmediği, çeklerin Fahrettin tarafından verildiği, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin bulunduğu, daha önce de bu şekilde alışveriş yapmış oldukları ve bu hususun katılanın beyanıyla da sabit olduğu, dosya kapsamına göre sanığın dolandırıcılık kastıyla da hareket ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı somut deliller elde edilemediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraatine dair mahkemenin kabullerinde isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık ...’in hükümden sonra 04.04.2017 tarihinde öldüğünün UYAP"tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.