15. Ceza Dairesi 2017/31639 E. , 2020/10838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1) Nitelikli dolandırıcılık suçundan; CMK 223/2-b maddesi gereğince beraat
2) Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK 210/1 maddesi delaletiyle 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili, resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, suça konu Akbank Manisa Şubesine ait, 11/09/2009 keşide tarihli, Z3547715 çek nolu, 4.000 TL bedelli, keşidecisi ... olarak görünen, hamiline yazılı çeki 1. ciranta olarak cirolayıp kullanarak piyasaya sürdüğü, çekteki keşideci imzasının ..."a ait olmadığının tespit edildiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; katılanın suça konu çekte son ciranta olduğu ve çeki kendisinden önceki ciranta ... isimli kişiden aldığı, sanığın ise ilk ciranta olduğu, sanık ile ... arasında başka ciro ve cirantalar olduğu, sanığın katılan ile bir ticari ilişkisinin ve dolayısıyla onu dolandırmaya yönelik bir eyleminin bulunmadığı, sanığın katılana karşı dolandırıcılık suçunu işlemediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın katılana karşı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemediğinin sabit olduğu gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat kararının hukuka aykırı olduğuna, delillerin takdirinde hata edildiğine, müsnet suçun sübut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanık istinabe yoluyla alınan savunmalarında, suça konu çeki ..."ın kızı...isimli kişiden ticari ilişki çerçevesinde aldığını savunmuş olup mahkemece sanığın savunması üzerinde durularak doğru olup olmadığı araştırılmadığının ve UYAP"tan temin edilen nüfus kayıtlarına göre ... isimli kişinin 14/09/2014 tarihinde vefat ettiğinin, Bahar Yaman isminde de bir kızının olduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından, mahkemece...isimli kişinin tanık sıfatıyla beyanı alınarak, sanığın savunmasında geçtiği şekilde suça konu çeki sanığa verip vermediği hususunun sorulması, suça konu çekin ön yüzündeki yazıların ve imzanın sanık ve Bahar Yaman"a ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bundan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamaların, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140-2015/85 E-K sayılı iptal kararıyla birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 02/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.