15. Ceza Dairesi 2019/2663 E. , 2020/10941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanununun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı 7 gün olarak öngörülen temyiz süresinin 15 gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden mahkemece temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın suç tarihinden önce cezaevinde birlikte kaldığı mağdur ... ve katılan ...’ye, mağdur ve katılanın yargılandığı Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakimlerinden birisinin kendi köylüsü olduğunu, tahliye olduğunda o hakimle görüşüp mağdur ve katılanın tahliyeleri için yardımcı olacağını söylediği; mağdur ve katılanın ilk duruşmasında tahliye olmaması üzerine cezaevine görüşmeye gelen sanığın, hakimle görüştüğünü hakimin avukat olarak tanık Avukat ...’i tutmalarını önerdiğini söylediği ve avukata verilmek üzere mağdur ve katılandan 8.000 TL para istediği; mağdur ve katılanın kardeşi olan diğer katılan ...’nın sanık adına PTT havalesi ile toplam 2.740 TL para gönderdiği, bu süreçte mağdur ... ve katılan ... için cezaevine sanık aracılığıyla bir noterin getirilmesi ile adı geçen avukat adına vekaletname düzenlendiği, avukatın görüşmeye gelmemesi üzerine mağdur ve katılanların durumdan şüphelenip adı geçen avukatla görüştüklerinde avukatın olaydan haberdar olmadığını öğrendikleri, bu şekilde sanığın mağdur ve katılanları dolandırdığı iddia edilen olayda; sanık her ne kadar savunmalarında suçlamayı kabul etmese de mağdur ve katılanların beyanları, tanık olarak dinlenen avukat ...’in beyanları, 30/06/2009 tarihli Sincan ..... Noterliği’nce tanzim edilmiş mağdur ... ve katılan ... imzalı vekaletnameler, katılan ... tarafından sanık ...’ya PTT aracılığıyla toplamda 2.740 TL havale yapıldığını gösteren ödeme belgeleri, uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun işlediği sabit olmakla hileli davranışlarla aldatarak katılanların ve mağdurun zararına kendi yararına haksız menfaat sağladığı anlaşılan sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddiyle; hükmün ONANMASINA, 03/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.